NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
63 - (2426) حدثنا
يحيى بن يحيى
ويحيى بن أيوب
وقتيبة وابن
حجر (قال يحيى
بن يحيى:
أخبرنا. وقال
الآخرون: حدثنا)
إسماعيل (يعنون
ابن جعفر) عن
عبدالله بن
دينار؛ أنه
سمع ابن عمر
يقول:
بعث
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم بعثا.
وأمر عليهم
أسامة بن زيد.
فطعن الناس في
إمرته. فقام
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقال "إن
تطعنوا في
إمرته، فقد
كنتم تطعنون
في إمرة أبيه
من قبل. وايم
الله! إن كان لخليقا
للإمرة. وإن
كان لمن أحب
الناس إلي. وإن
هذا لمن أحب
الناس إلي،
بعده".
[ش
(طعن) يقال طعن
في الإمرة
والعرض
والنسب ونحوها
يطعن، بفتح
العين. وطعن
بالرمح
وإصبعه وغيرها،
يطعن، بالضم.
هذا هو
المشهور. وقيل
لغتان فيهما.
(إمرته)
الإمرة
الولاية. وكذا
الإمارة. (إن
كان لخليقا
للإمرة) أي
حقيقا بها].
{63}
Bize Yahya b. Yahya ile
Yahya b. Eyyûb, Kuteybe ve İbni Hucr rivayet ettiler. Yahya b. Yahya: Ahberanâ,
ötekiler: Haddesenâ tâbirini kullandılar. (Dedilerki): Bize İsmail (yâni İbni
Ca'fer) Abdullah b. Dinar'dan naklen rivayet etti ki: Kendisi İbni Ömer'i şunu
söylerken işitmiş:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) bir ordu gönderdi de üzerlerine Usame b. Zeyd'i kumandan
tayin etti. Halk onun kumandanlığına ta'n ettiler. Bunun üzerine Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ayağa kalkarak şöyle buyurdu:
«Siz bunun
kumandanlığına dil uzatıyorsanız, bundan önce onun babasının kumandanlığına da
dil uzatıyordunuz. Allah'a yemin olsun ki, o kumandanlığa lâyık idi. Ve
gerçekten benim için insanların en sevimlilerindendi. Hiç şüphe yok ki, ondan
sonra bu da benim için insanların en sevimlilerindendir.»
64 - (2426) حدثنا
أبو كريب،
محمد بن
العلاء. حدثنا
أبو أسامة عن
عمر (يعني ابن
حمزة)، عن
سالم، عن
أبيه؛
أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم قال، وهو
على المنبر
"إن تطعنوا في
إمارته - يريد
أسامة بن زيد -
فقد طعنتم في
إمارة أبيه من
قبله. وايم
الله! إن كان
لخليقا لها. وايم
الله! إن كان
لأحب الناس
إلي. وايم
الله! إن هذا
لها لخليق -
يريد أسامة بن
زيد -. وايم
الله! إن كان
لأحبهم إلي من
بعده. فأوصيكم
به فإنه من صالحيكم".
{64}
Bize Ebû Kureyb Muhammed
b. Ala' rivayet etti. (Dediki): Bize Ebû Usâme, Ömer'den (yâni İbni Hamza'dan),
o da Sâlim'den, o da babasından naklen rivayet etti ki:
Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) Minber üzerinde olduğu halde Usame b. Zeyd'i kasdederek şöyle
buyurmuşlar:
«Siz onun kumandanlığına
dil uzatıyorsanız, ondan evvel babasının kumandanlığına da dil uzatmıştınız.
Allah'a yemin olsunki: O bu işe lâyıktı. Allah'a yemin olsun ki, benim için
insanların en sevimlisi idi. Allah'a yemin olsun ki: Bu da kumandanlığa
layıktır. — Usame b. Zeyd'i kasdediyor,— Allah'a yemin olsun ki : Ondan sonra
gerçekten benim için insanların en sevimlisi olmuştur: İmdi onu size tavsiye
ederim. Çünkü o sizin yararlılarınızdandır.»
İzah:
Bu hadisi Buhari
«Kitâbu Fadâili Ashabi-n-Nebi»'de tahric etmiştir.
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) Hz. Zeyd'i birkaç seriyye üzerine kumandan tayin etmişti. Bunların
en büyüğü Mûte ordusudur. Halk onun hakkında dedikodu yapmış sonunda; Hz.
Zeyd'in bu işe lâyık olduğunu anlamışlardı. Bilâhere ölüm döşeğinde iken Şam
taraflarındaki Belka’ya gönderilmek üzere bir ordu teçhiz etti ve bu orduya Hz.
Zeyd'in oğlu Usâme'yi kumandan tayin buyurdu. Bu orduda Ebû Bekr, Ömer ve Ebû
Ubeyde gibi ashabın büyükleri de bulunuyordu. Hz. Usâme 'nin yaşı henüz on
sekiz veya yirmi idi. Bu sefer onun hakkında da dedikodular başladı. Ayni,
Ayyaş b. Ebi Rebia'nın dedikoducular arasında olduğunu kaydetmiştir. Resûlullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) orduyu teşyi ettikten sonra dünyadan gitti. Onun
yerine halife olan Hz. Ebû Bekr bu orduyu Hz. Usâme'nin kumandasında harbe
gönderdi.